Translate

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Üniversitede Harita Bölümüne Yeni Başlayan Haritacılara Mektup Var...

           
           Değerli Haritacı okurları; 

           İlk yazımı sizler için yazmaya başlamak benim için çok heyecan vericiydi. Her bir cümlem dolu dolu olması gerektiğini biliyordum. Eğer buradaysanız ve vaktinizi burada okuyarak geçiriyorsanız, buradan bir şeyler öğrenmeden ayrılmayacaksınız.  


           Bu mesleğe kendini adamış, ömrünü vermiş, onlarca prestijli proje bitirmiş, konuşurken heyecanını gizlemeyen, enerjisi bitmek bilmeyen, gülümsemesi eksik olmayan, saygıdeğer meslektaşımdan rica ettim konuştum ve şuanda okulda haritacılık eğitimi alan genç arkadaşlarımıza bir kaç cümle tavsiye vermesini istedim. O da bu ricamı fazlasıyla kabul etti. Sizler için çok özel bir mektup yazdı. Çok uzaklardan gelen bu harika mektubu sizlerle paylaşıyorum.


            Sevgili Haritacı Arkadaşlarım;

            Şuanda yurt dışında çalışan yüzlerce haritacılardan birisiyim. Diğer arkadaşlarımdan tek bir farkım var. Şuanda ofisimde öğle arasında işlerin yoğunluğunun azalmasını fırsat bilerek, aklımın bir köşesinde duran, sizlere bu mektubu yazıyor olmam.
          
           Umarım sizler de bir an önce mezun olacaksınız ve her biriniz çeşitli alanlarda farklı projelerde güzel mesleğimizi icra etmeye başlayacaksınız.
           Çoğunuzun kafasında baloncuklar uçuşuyordur eminim, üniversitedeki eğitiminiz bittikten sonra ne yapacağınızı bilememektesiniz, soru işaretleriniz var. Bunlardan bahsedeceğim size daha sonra. Bazı prensipleri ilke edindikten sonra ekmek çok bizim işte merak etmeyin :)
          
           Üniversiteyi kazandınız, belki istediğiniz bölümü kazandınız. Belki de puanınızın tuttuğu okula yerleştiniz.Ne olursa olsun artık sizi yeni bir hayat bekliyor. Yeni okul, yeni arkadaşlar, yeni ortam... Daha özgür bir hayat umudu!
          Birçok öğrencinin bu yeni hayatla ilgili pek çok beklentisi var. Bir kısmı lisedeyken kurulan klişe hayaller...Bazısı sadece hayal olarak kalma olasılığı yüksek klişeler. Mesela erkek öğrenciler arasında yaygın " Üniversitede kızlar teklif ediyormuş" söylentisi :)

          Tabi ki çimlere uzanmak, vize ve final haftalarında arkadaşlarla sabaha kadar ders çalışmak, proje ve tezlerde bir ekip oluşturup kafa patlatmak ve tabi ki koridorda yürürken elinde ders notlarını taşıyan bir kızla çarpışmak güzel olabilir.
          
          Hayalleriniz, beklentileriniz inandığınız müddetçe büyük ölçüde gerçekleşeceğinden şüpheniz olmasın. Şuanda yeni bir döneme, profesyonelliğe adım attınız artık. Sonuçta hepimiz ortak bir paydada buluşuyoruz. " HARİTA " Hayatımızın her alanında harita ve haritacıya ihtiyaç vardır. Harita hayattır arkadaşlar.

         Sevgili haritacı arkadaşlarım; Bu mektubumda üniversite - iş yaşamı ilişkisinden , hocalarımızın size kazandırdığı değerleri iş hayatınızda kullanabilmenin öneminden bahsetmek istiyorum.


         Ben üniversitede okuduğum zamanlarda, arkadaşlarımızla sohbet ederken bazı söylentiler dolaşırdı. Mesela; okulda çok fazla bilgi öğretiliyor.Eskiden gerek olabilir fakat şuanda gelişen teknolojinin etkisiyle ölçme cihazları her şeyi kendi hesaplıyor, formülleri, teorileri bilmemize gerek yok. Eskide kalmış öyle formüldür hesaptır. Mezun olduktan sonra işimize yaramayacak bunlar.

        Koskoca bir yalan arkadaşlar! Bu tür şeylere kulak vermeyin. Öyle bir dünya yok. Bileceksiniz. Bilmeniz gerekiyor. Sen bu hata kabul etmeyen işi yapıyorsan bileceksin.Çünkü teknik adam olacaksın sen. İşin mantığını tekniğini öğrenmen gerek.

        Kendimden basit küçük bir örnek vereyim. Şuanda ben yol projesinde çalışıyorum. Ne yaptım ilk olarak. Yaklaşık 45 km'lik güzergahta poligon attım. Yer tespitini yapıp ,ne tür poligon atılacağına ben karar verdim. Bunların hesabını ben yaptım. Sizler gibi, hocalarımızın öğrettiği şekilde, onların oluşturduğu klişeleri kullanarak basit dayalı poligon hesabı yaptım. Aynı şekilde gidiş - dönüş kontrollü bir şekilde nivelman yaptım.Çünkü inşaat imalat benim verdiğim poligonlardan yapılacaktı. Eğer hata varsa ne olacak? İmalat yanlış olur, kırarız tekrar yaparız. Benim de işime son verirler olur biter. E olmaz ki böyle. Ben sürekli iş mi değiştireceğim. Yarın birgün şirkete iş başvurusu yaptığımda özgeçmişime bakar ve düşünürler. Bu adam üç ay burada, dört ay şurada çalışmış. Eğer işe alırsak kısa süre sonra buradan da gider. Bizi yarı yolda bırakır , bu adamı almakla hata etmiş oluruz. Arkamızdan da konuşmasalar şu şekilde iyi; beş yıl olmuş mezun olalı. 20 senelik tecrübeye sahip biri gibi özgeçmişi kabarık :)

         Arkadaşlar; üniversitede işin teorik kısmı bir tarafa , aslında prensibini de , iş ahlakını da öğreniriz. Bir kaç örnekle açıklayayım.
         Hesap makinesi yanında olmayan öğrenciyi sınıfa kabul etmez hocalarımız. Derse almaz. Niye almıyor peki? Çünkü gıcıktır. Gıcıklık yapıyor. Hoca ya. Üniversiteye gelmeden önce duymuştum zaten , orada hocalar hep gıcıktır. Oldu o zaman. Yavrum , çocuğum. Hasta değilsindir umarım, algılarında da sorun yoktur. Başarılı olmak istiyorsak, hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, bu işi yapıyorsak fonksiyonlu hesap makinen yanında olacak arkadaşım. Hocan biliyor bunu ve sana aşılıyor. Siz de mesleğe başlayınca hesap makinenizi yanınızdan ayırmayacaksınız. Emin olun yatarken bile yanınızda olacak. Nasıl tuvalete bile giderken elinde götürüyorsun telefonunu , yanından ayırmıyorsun onu, diğer cebinde de hesap makinen olacak.

         Başka bir örnekle devam edeyim. Arazi derslerimizde ne yapıyoruz? Sahaya çıkmadan önce bir plan yapıyoruz. Ne yapacağım ben araziye çıkınca, bana hangi malzemeler lazım? Belirledikten sonra ihtiyacımız olan malzemeleri yanımıza alırken, tek tek kağıda işliyoruz ve sahadan döndükten sonra aynı malzemeleri geri yerine koyarken , tekrardan eksik var mı diye kontrol ediyoruz. Niye? Çünkü iş hayatınızda da yapacaksın onu. Hocalarımız biliyor ve aşılıyorlar bize bunu. Bu iş böyle yapılır arkadaş. Malzeme takibini yapacaksın. Yoksa her ay kazandığın paranın yarısını da arazide kaybettiğin malzemeler için harcarsın :) Veya çalışma sahan uzakta olabilir ve uzunca bir yolu geri dönmek zorunda kalırsan, planladığın işi hesapladığın sürede bitiremeyebilirsin. O zaman da işverenin tarafından eleştiriye maruz kalırsın neden bu iş zamanında bitmedi diye. Eksi puanı yersin. O yüzden malzeme takibini dikkatli bir şekilde yapmamız gerekiyor.   

         Puan diyince... Hocalarınızın verdiği ödevlerde titiz bir çalışma yapamadıysak puanınız kırılır ya da sınavda bir problemin iki türlü çözümü vardır. Tek yoldan gidersek yine yeterli puanı alamayabilirsiniz. İkna olamayabilir hocamız. Öyle bir çalışma yapmalıyız ki , işte budur denmeli. Geri dönmemeli. Tam puan almalı. Bunu alışkanlık haline getirmeye çalışıyor değerli hocalarımız. Bu güzel alışkanlığın iş hayatında da faydasını ve farkını göreceğinizden emin olunuz. Nasıl mesela ? Bir çok yerde hakedişe teşkil edecek çalışmaların bir kısmını biz haritacılar hazırlarız. Ne kadar iş yapıldıysa, yönetime hesapları sunulur. Ona göre işi yapana parası ödenir. Örneğin hafriyat çalışması yapıldı. Ne kadar kazı-dolgu yapıldı. Bu bizden istenir. İkna edici, hatasız bir çalışman olmalı, dosyanın kapak sayfasına bile bakıldığı zaman etkilenmeli. Yaptığın çalışman anlaşılır olmalıdır. Adam baktığı zaman, tamam bu hesap doğrudur. Budur demeli. Aynı şekilde okulda verilen ödevleri de bu mantıkta hakkıyla yapmalı, gayret göstermeliyiz. Öyle değil de tam tersi bir çalışma yaparsan, yaptığın işlemler karmaşık ve anlaşılabilir değilse, tekrar tekrar aynı işlemleri defalarca hazırlaman gerekebilir. Bu da sana olan güvenin zayıflaması demektir. Bu arada yazınız çirkinse onu da güzelleştirmeye bakın :) 

             Yine aynı şekilde derse geç kaldığınız zaman fırçayı yersin. Yemen de gerekiyor zaten. Çünkü sadece okulda değil bu , heryerde böyledir. Disiplindir bu. İş hayatında ; yaptığınız işten çok , iş ahlakınız daha ön plandadır. İşe vaktinde gelmen, çalışma arkadaşlarınla iletişimin, güvenilirliğin, vs daha fazla önemsenir. Verimlilik artışı doğrudan doğruya çalışanların sorumluluğunda olduğundan dolayı verimlilik ile iş ahlakı ayrı düşünmek olanaksızdır.

            İş ahlakı konusunda sizler için bir sonraki mektubumda çeşitli örneklerle yer vereceğim.
            Birkaç daha genel tavsiye vererek yazıma son veriyorum. Öğle arası bitmeden bir şeyler atıştırsam iyi olacak. 
            Mümkün olduğu kadar üniversiteyi tanımak, imkanları görmek ve değerlendirmek, geleceğe dair planlar yapmak motivasyonunuzu artıracaktır.
           Çevre ve ortamı olduğu gibi kabul edin, kavga ve tartışmalardan kaçının. Kafaya takılan, huzursuzluk yaratan konuları hocalarınıza sorunuz. Gerektiği takdirde üniversitenin rehberlik servisini kullanın. Sosyalleşmek adına mümkün olduğunca etkinliklere katılın. Aktiviteler yapın. Öğrenci kulüplerine katılın. Yabancı dil öğrenin. Hani festivaller de fena gitmez. 

           Uzun lafın kısası...Başta "Harita Hayattır " demiştik. Evet arkadaşlar, bu hayatı okulda hocalarımız size öğretecektir.
            Ben de üzerimde emeği geçen saygıdeğer hocalarımın ellerinden öpüyorum.                Saygılarımı sunuyorum.
           Sizlere de hepinize teşekkür ediyorum.
           Başarılar diliyorum. 


           İmza: 1 Haritacı

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder